Yaptığı açıklamada, tüm ülkede oldukça kurak bir yaz sezonu yaşandığını belirten Prof. Dr. Kutoğlu, bu kuraklığın etkilerini bilimsel yöntemlerle gözlemlemek için Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel-2 uydularından faydalandıklarını söyledi. Kutoğlu, “Haziran ve Ağustos aylarına ait uydu verilerini kullanarak, Türkiye’nin bitki örtüsündeki su içeriği değişimini gösteren bir harita oluşturduk. Bu harita, bitkilerin yoğun kuraklık nedeniyle su stresine girdiğini kanıtlıyor” dedi.
“Haritadaki Kırmızı Alanlar Bitkilerin Susuzluk Stresini Gösteriyor”
Hazırlanan haritadaki renklerin anlamlarını açıklayan Prof. Dr. Kutoğlu, “Haritada beyaz alanlar, bitki örtüsünde su içeriği açısından herhangi bir değişim olmadığını gösteriyor. Ancak beyaza çalan pembe ve kırmızı tonlar, bitkilerin ve zeminlerin su içeriğinde ciddi bir azalmaya işaret ediyor. En koyu kırmızı renge sahip alanlar ise, İzmir, Çanakkale ve İzmit’te olduğu gibi, yangınlar nedeniyle bitki örtüsünün ve su içeriğinin tamamen ortadan kalktığı yerleri gösteriyor” diye konuştu. Kutoğlu, haritadaki yeşil alanların ise su kenarları veya tarım alanları gibi, bitkilerin sağlıklı büyümesini sürdürdüğü az sayıdaki bölgeye işaret ettiğini belirtti.
“Orman Yangınlarında İnsan Faktörü ve Kuraklık İlişkisi”
Kuraklık ve orman yangınları arasındaki doğrudan ilişkiye dikkat çeken Kutoğlu, önceki bir çalışmalarında yangınların yüzde 85-90’ının insanların ulaşabildiği karayolu kenarlarında çıktığını tespit ettiklerini söyledi. “Böyle bir kuraklıkta, bitkilerin susuzluk çektiği bir ortamda, camdan atılan bir sigara izmariti bile büyük bir felakete yol açabilir” uyarısında bulunan Kutoğlu, orman köylerinin bulunduğu yerlerde ise yangınların daha az çıktığını, çünkü orman köylüsünün bölgesini koruduğunu ekledi.
“Bireysel Önlemler ve Kurumsal Çözümler Artık Zorunlu”
Son olarak iklim değişikliği ve azalan tatlı su kaynakları konusunda herkesin farkındalık kazanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kutoğlu, hem merkezi idarelere hem de yerel yönetimlere görevler düştüğünü ifade etti. Kutoğlu, belediyelerin imar ruhsatlarında yağmur hasadı, yeşil çatı ve az su isteyen peyzaj düzenlemelerini zorunlu hale getirmesini önererek, tarımsal alanlarda da yüksek su isteyen ürünler yerine kuraklığa daha dayanıklı bitkilere geçiş yapılması gerektiğini belirtti. “Artık bir damla tatlı suyun bile kıymeti çok büyük” diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: ATHA